Yayın
Ürün Resmi
11500.00 TL
Diş Hekimlerine Psiko-Dramalı Eğitim
Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi yöneticileri öğrencilerin hastalarla karşılaşmaya başladıkları son yıllarında korkularını yenmeleri için onlara psiko-dramalı özel eğitim veriyor. Türkiye’nin en kaliteli sağlık hizmetinin verildiği fakültelerin başında gelen Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi yöneticileri, öğrencilerin hastalarla ilk kez karşı karşıya gelip, teorik bilgilerini uygulamada göstermeye başladıkları dördüncü sınıfta diş hekimi adaylarına psikolojik destek eğitimi de veriyor.
09.02.2012
Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi yöneticileri öğrencilerin hastalarla karşılaşmaya başladıkları son yıllarında korkularını yenmeleri için onlara psiko-dramalı özel eğitim veriyor. Türkiye’nin en kaliteli sağlık hizmetinin verildiği fakültelerin başında gelen Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi yöneticileri, öğrencilerin hastalarla ilk kez karşı karşıya gelip, teorik bilgilerini uygulamada göstermeye başladıkları dördüncü sınıfta diş hekimi adaylarına psikolojik destek eğitimi de veriyor.
Öğrenci hastaya, hasta öğrenciye güvenmeli
Öğrencilerin hastalara, hastaların öğrencilere alışması için böyle bir eğitim vermeye başladıklarını belirten Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Nurselen Toygar, yoğun mesleki ve teorik dersleri alan öğrencilerinin son sınıfta hastalarla karşı karşıya geldiğini ve klinikte uygulama yapmaya başladıklarını ancak zaman zaman endişe duyduklarını söyledi.
Diş hekimliği hata kabul etmez
Diş hekimliğinin hata kabul etmediğini, özellikle ellerin titrememesi gerektiğini belirten Prof. Toygar, “Ellerin titrememesi gerekiyor. Diş hekimliği el titremesini asla kabul etmeyen bir meslek. Çünkü diş keserken aniden keskin aleti elinizden kaçırabilirsiniz. Anestezi yaparken yanlışlıkla bir damara girebilirsiniz. Bir kanal tedavisi yaparken kanal aletini kırabilirsiniz. Son derece önemli şeyler bunlar” dedi.
 Hekim adayları strese giriyor
Prof. Toygar, hastalarla ilk kez karşılaşan son sınıf öğrencilerinin ‘Acaba yanlış mı yapacağım?’, ‘Nasıl yapmam gerekiyor?’ gibi sorularla strese girebildiğini anlatarak,
“Öğrenci, üç yıl boyunca modeller üzerinde öğrendiği diş kesimini, ya da anestezi uygulamasını ilk kez canlı hasta üzerinde yapacak. Her şeyi biliyor ancak doğal olarak çekimser olabiliyor, kaygı, endişe ve stres duyuyor. Ya hastaya zarar verirsem kaygısını taşıyor. Öğrencinin endişesini hasta da hissedebiliyor. Hasta onlardan, onlar hastadan korkuyor. Bu endişe ve güvensizlik ikisinde de bir gerilim yaratabiliyor. Bu nedenle bazı sıkıntılar çıkabiliyor.
Türkiye’de zaten büyüklerde yüzde 74, küçüklerde yüzde 97.4 oranında diş hekimi korkusu var, diş hekimine alışkın bir halk değiliz. Yanlış bir izlenim, bir daha o hastanın diş hekimine gitmemesine; belki o öğrencinin de diş hekimliğini bırakmasına neden olabilir. Çok önemli bir durumdur bu. Bu ilk eğitim ve hastayla ilk karşılaşma başarılı bir sınavla verilirse, hastanın da izlenimleri son derece güzel olacağı için bundan sonra korkmadan diş hekimine gidecektir.”
Kaygıyı gidermek için psiko drama eğitimi
Öğrencilerine mükemmel bir teorik eğitim verdiklerini ancak kaygılarını gidermek için de psiko-drama eğitimi verme kararı aldıkların söyleyen Prof. Toygar, eğitim hakkında,
“İşte biz bu sorunu ortadan kaldırmak için yani öğrencinin hastaya alışması, kaygı ve stresinin ortadan kalkması için, iki yıldır böyle bir psiko-drama eğitimine başladık. Bu konuda yüksek lisans yapan Müjde Tinisli ve Doç. Dr. Gürcan Akar proje yürütücüsü hekimlerimiz. Ben de proje koordinatörü olarak eğitimleri düzenliyorum. Eğitimler üçüncü sınıf öğrencilerine birinci dönemin sonunda on hafta olarak başlıyor. Haftada iki gün, birer buçuk saat psiko-drama dersi veriyoruz” bilgilerini verdi.
Hasta yerine geçiyorlar
Prof. Toygar, derslerde canlandırma ve doğaçlama yapılarak öğrencinin hasta psikolojisini anlamasının sağlandığını dile getirerek,
“Öğrenciler hem hasta hem de hekim yerine geçiyorlar ve böylelikle hem hekim hem de hasta psikolojisini anlayabiliyorlar. Birbirlerine sorular soruyorlar. Hasta olarak neler hissettin? Neden bana inanmadın? İnanman için ne yapmam lazım? Yani hastanın sıkıntı, endişe, duyduğu gerginliği kendisi hissediyor. Böylece hem rahatlıyorlar hem de hasta psikolojisini daha iyi anlıyorlar” diye konuştu.
Kaygıları yok oluyor
Psiko-drama eğitimi alan öğrencilerin stres, kaygı ve endişelerinin yok olduğunu, geri dönüşümlerden aldıklarını dile getiren Prof. Toygar,
“Öğrencilerimize geri bildirimlerde sorular sorduk. Bu eğitimlerden ne aldınız, ne bekliyordunuz, ne buldunuz? Klinik eğitimine başladınız, kliniğe başlamanızın size ne gibi bir faydası oldu? Hepsi bu eğitimi almaktan dolayı son derece memnun olduklarını belirtiyor. Kendilerine daha fazla güvendiklerini, streslerinin yok denecek kadar azaldığını anlatıyor eğitime katılan öğrencilerimiz. Biz zaten bu dersi zorunlu kılmadık. İsteyen katılıyor. İlgi çok fazla. Bu yıl katılanlara katılım belgesi de vereceğiz. Seneye de seçmeli dersler arasına koyacağız” diye bitirdi sözlerini.
Kaynak: Halide DEMİR/ EGESÖZ - Özel Haber